Sözü dinle İsmail!
Duysan, olmazsın cahil;
Hak emrini tutanlar,
Niçin olmasın kâmil?..

Fakat tutan yorulur,
Kâmil olmak zor olur;
Rahattan etmez zuhur,
Yorulmağa ol kail.

Cahil gözlerini aç,
Vârını yok yere saç,
Dünyayı sevenden kaç,
Sözü duyamaz bahil (1)

Ne kadar desen, duymaz,
Duysa dahi uyamaz,
Söz denizi gelir az
Çün onun ruhu canil, (2)

Malı onun kıymatlı,
Canı da gayet tatlı,
Nefsi dahi kır atlı, (3)
Korkar, edemez katil.

O, nefsinin neferi,
Değildir aslâ eri,
Sözünün yoktur feri,
Bu yola lâyık değil.

O, Hakkı nasıl tanır?..
Çün bakamaz, utanır;
Hâlini etmez hatır, (4)
İşine nefsi fail.

Der ki: Kalkıp gitsem, tez…
Gönül dahi veremez,
Bakar, bakar göremez,
Sevdiği olmuş hail.

Ruhunda yoktur derman,
Bilmez, geçiyor zaman;
Arzu, kalbe kir yapan.
Ayık da (5) o kiri sil.

Sen ruhu eyle temiz,
Varlıktan kalmasın iz;
Dost ilinden geldik biz,
Kendini koy, Hakkı bil.

Kulakla gözü tıka,
Gözün kalbine baka…
Ruhun kirini yıka,
Zemzem olmuşken sebil.

Yıka da gör Dilberi,
O kıymetli cevheri…
Gir bu candan içeri,
Görsen, ne kadar cemil… (6)

Gören candan geçiyor,
Aman ben yandım, diyor,
Mansur gibi kan yiyor,
Hakka olanlar mâil.

Koyma (Emre) meydana,
Sen seviş kana kana;
Tutulursun tufana,
Rahatın olur zail.

8.11.942


(1) Hasis tamahkâr.
(2) Çün = çünkü.
(3) Zalim Yeniçeriler ekseriya kır ata binerlermiş; nefis, zalim ve kır atlı bir yeniçeriye benzetiliyor.
(4) Hâlini hatırlamaz.
(5) Ayık = ayıl! kalbi kirleten şeyler arzularımızdır.
(6) Cemil = güzel.