O Âdem’den görünen Cânân imiş,
Bilip secde etmiyen, Şeytan imiş;
O sırları bilmiyen pişman imiş,
Bilen için, bu esrar meydan ola (1)
Bu sırra Âdem yüzünden erilir,
Erilince ölmez bir can verilir;
Bu denen söz, can verene bilinir,
Bu sözleri binde bir duyan ola.
Hak, sözünü âşıkına söyletir,
Bu, bir kanun; ezelden böyle denir,
Söylenen söz, anlıyana böyledir…
Söyliyenin sözleri Kur’an ola.
Kendisinden geçer Kur’an okuyan,
Kâmil olur, okunan sözü duyan;
Duymak için eğer sadıksan, inan.
Sadıklara bir nişan ihsan ola.
Hak sözüdür âşıka olan nişan,
Seyir eder mihnetlere alışan;
Hakkı görür, doğruluğa çalışan,
“İlmi Ledün” ayrı bir lisan ola.
Bilmek için Dostun okuna dayan,
Bağrını ger, ölsün sendeki hayvan;
Fakat zordur, eğer âşıksan, yâran!..
Öldürmezsen, o sana düşman ola.
Odur seni Hakka ettiren isyan,
Odur, sana Dostu gösteren düşman;
Ona uyan, daim olur perişan,
Onu öldür, o, sana kurban ola.
Sen âşık ol, verme nefsine aman.
Kılıcın var, daima ona kullan;
Hak sözüdür, eğer ehliysen, inan:
“Teslimiyyet”, elinde kalkan ola.
Dost yüzünü seyret, uykudan uyan,
Seni daim bekler karşında duran;
Ayrı görme, seninle olmuş bir can,
Bu bilişler, daima ruhan ola.
Gözlerinden daima odur bakan,
Bazı yerde, bazı eflâke çıkan,
Bazı Hakan olur, bazı bâğıban,
Bazı da bir yırtıcı arslan ola.
(Emre) gezer o Dost ile her zaman,
Ayrılırsa, canında kalmaz derman,
Gözlerinden, ağlayıp akıtır kan.
O, kan ile derdini yazan ola.
(1) Meydan olmak = âşikâr, besbelli olmak. 20.2.1943