Meftun oluyor gören,
Tarif eder gösteren,
Eğer görmek istersen,
Aşkın sırrını öğren.

Aklını yetir sırra, (1)
Sen sâkin dura dura;
Aradığın dilbere
Mekân olmuştur bura.

Hiç ayrılmaz buradan,
İçindedir Yaradan;
Aramış, yolu bulmuş,
Aşktan gelen yaradan.

Bu kapıyı aşk yaptı,
Bilmiyen gayre saptı;
Bu sırları bilenler,
Kısmeti ordan kaptı.

Âşıka eder par par,
Nuru yüzüne çarpar;
O kapıyı bilenler,
Eğriye nasıl sapar…

Âşıka deyim öğüt,
Seyreyle, eyle sükût;
Eğer sen de âşıksan,
Eylediğin ahdi güt.

Her daim ahde yapış;
O gönülde olmaz kış;
Dilinden söyliyen Hak,
Âdeme benziyor dış.

Bilmiyen sanır insan;
Âşikâr eder lisan;
(Emre), bilmek istersen,
Sen bu canından usan.

Gören canı ne eder…
Bırakır, nere gider…
Esrarını bilenler,
Yabancıya nasıl der…

Yabancı bilmez kıymat,
Canında yoktur sıhhat;
Kim seni göremedi,
Haramdır ona hayat.

Görmiyen seni, uyur,
Seyreylemek gelir zor;
Bu (Emre)nin dilinden,
Bu sözleri Dost diyor.

Durmadan söyliyor Hak,
Demezse, ne der toprak?..
Hikmeti bildi isen,
(Emre) sen seni bırak.


(1) Aklını bu sırra erdirmeğe çalış. 25.8.1943