Göründü, tekrar gitti,
İliğimi eritti;
Nolduysa bana oldu,
Acep kime ne etti?

Seni kaplar her yürek,
Yüzünü aç da görek; (1)
Kıymetini el bilmez,
Derdin, âşıka gerek.

Bize gerektir derdin,
Çok şükür, bize verdin;
Seni candan sevene
Ziliflerini (2) serdin.

Takılıyor boynuma,
Ateş koydun koynuma…
Her yüzden görünürüm,
Güvenmeyin oynuma. (3)

Benim bir adım “Mudil”..
O rengim, benim değil;
O renge boyananlar,
Ben değildir, vallah el. (4)

Bilin beni: “Hâdî” yim,
Âşık ağzı tadıyım,
Hak için yanıkların
Daima muradıyım.

Gönül gönül gezerim,
Her esrarı sezerim;
Dalâlete düşenden,
Görür görmez bezerim.

Kim sever dalâleti,
Evvel, dedim lâneti…
(Emre), nasıl söyledin?
Budur Hakkın âdeti.


(1) Görek = görelim
(2) “Zülf” kelimesinin halk ağzındaki söylenişi.
(3) Oyunuma.
(4) El = yabancı. 7.11.1943