Göreyim dedim seni,
Ateşe koydum teni;
Kim ki yüzünü gördü,
Nura döndü bedeni.
O gül, âşıka kokar,
Âşık, o güle bakar;
Âşık olan duyarsa,
Kendini aşka yakar.
Ona demeli zelil,
Bizi götürdü Halil;
Aşksız olan gidemez,
Hiç varmak olmaz kabil.
O yol gider topraktan,
İmdad olmalı Haktan…
O ilde güneş olmaz,
Nura boyanmış şavktan.
Kim ki olur burda saf,
Gönlünden doğar “insaf”,
Âdem yüzünde okur,
İşte tamam, o, Mushaf.
Yusuf ordan görünür,
Bilmiyenden bürünür;
Eğer Yusuf görünse
O kokudan sürünür.
Ordadır “şakkulkamer”,
Seyreder nefsine er;
Eğer sen âşık isen,
Sana görünür Dilber.
Her adamlar varamaz,
O, nefsinde aramaz,
Âşık göziyle gören,
Kimselere etmez naz.
Bandın ağılı bala,
Bu huy, düşürmez (hal)a;
“Hâl”i bilmek istiyen.
Aşktan bir parmak ala.
Âşıka aşktan imdat…
O Dilbere yoktur ad;
Dilbere âşık isen,
Sen aşkın tadını tat.
Kim ki o yüzü göre,
Dilber iline ere;
(Emre), eğer âşıksan
Yüzünü döşe yere.
16.1.1944