Aşk eyledi galebe,
Âşık bilir mi tövbe…
Aşk açtı bize mektep,
Okuyanlar talebe.

Her görenler okuyor,
Ortaya can koyuyor,
Senin güzel bakışın,
Ciğerimi oyuyor.

Acı da, acı bakma,
Bakıp da beni yakma;
Âşıka Dilber lâzım,
Sen yalınız bırakma.

Yakma olursun pişman,
Aşk sana olur düşman;
Sakın aşktan ayrılma,
İçerine dolar kan.

Aşktır o derde hekim,
O dertten bilenler kim?
Bu derde aşktır cerrah,
Yaratan bilmez ilim.

Sen aşktan durma uzak,
Hiç aşktan ayrılmaz Hak;
Eğer sen âşık isen,
Sen gönlünü tut toprak.

Âşık gönlü hep engin, (1)
O, hakikatte zengin;
Hazineyi dağıtır,
Bir âşıka gelse kin.

Âşıklar olur sâkî,
O olur her dem bâkî;
(Emre) aşktan sarhoştur,
Bu işi yapmaz rakı.

Sarhoştur o ebedî,
Yüreğinden kan yedi;
Sudan sarhoş olanlar,
Bu halleri görmedi.


(1) Engin = Adana ağzında “alçak, münhat, aşağı” yerinde kullanılır. 6.2.1944