Hak! der, taşlar topraklar,
Ağaçtaki yapraklar;
Her taraf aşka yanmış,
Dostum! senin aşkın var.
Her yanlar geldi dile,
Yanıyor bizim ile…
Bizlere misal olmuş,
Seyreyleyin bülbüle.
Hak! diyor taşlar, dağlar,
Bile (3) bahçeler, bağlar;
Senin yüzünü gören,
Az güler, durmaz ağlar.
Hak! der, bütün ağaçlar,
Duyan yanmaya başlar;
Sana âşık olanın
Gözünden akar yaşlar.
Seyreyleyin yıldıza,
Zıya veriyor bize;
Canına ateş düşer,
Kim bakarsa o yüze.
Seyreyleyin güneşe,
Ateşten almış neş’e…
Kim sana âşık oldu,
Senin ile birleşe.
Kim oldu senin ile,
Düşüyor cümle dile;
Bülbüller feryad eder,
Aşkın için o güle.
Bizler âşıkız sana,
Severiz kana kana;
Senin aşkına düştük,
İlân olduk her yana.
Aşk bizde komadı âr,
Sıtretmedi dört duvar;
Halimizi bilmiyen,
Yanından bizi kovar.
Âşıklar olur rezil,
Böyle olur mukabil…(2)
Bu hâle razı (Emre)…
Âşıklık kolay değil.
(1) Bile = beraber.
(2) Bu aşkın neticesinde ele geçecek şey işte bu rezalettir.