Yüzleri döndü nura,
Dost ile dura dura;
Âşık, Musa olmadan
Yönü dönmez (Tûr)a.

Konuşmaz binbir kelim,
Bu, ayrıca bir ilim…
Bu sözü aşk söylüyor,
Söyleyen ben değilim.

İşittir “lenterânî”,
Duysa dayanmaz canı;
Musa dayanamadı
Duyunca o lisanı.

Ateşe kesti ağaç,
Ahmede lâyıktır taç…
Eğer âşık değilsen
Ateş yakar geri kaç.

Anca Halil dayandı,
Bu hal ona ayandı;
Âşık değilsen varma,
Burda nice can yandı;

Göğe çekildi İsa,
Burda dururdu duysa.
Hiçbir ateş yakamaz,
Âşık Ahmede uysa.

Yan, Ahmed eder himmet,
Fakat gözleme izzet;
Elin ile çekersin,
Dostun yoluna sen sed.

Teslim olursan açık,
Eğer olduysan âşık,
O yola sen varırsın,
Canım olursan sadık.

Bir bilene ol teslim,
Deme: Acep ustam kim?
Bu ateşte yanmadı,
Nemrud attı, İbrahim.

Haktır, sen deme Nemrud.
Haktan gayriyi unut;
Eğer sadık âşıksan
Bir yanmış elini tut.

Öğretir sana yanmış, (1)
Ateşlere boyanmış; (1)
Sübhana âşık olan
Şüphe etme uyanmış.

(Emre), seyreyle inan,
Âşık isen durma yat
Eğer aşka yanmazsan
Her halin olur zindan.


(1) Sana bunu aşk ateşine yanmış ve boyanmış olan bir âşık öğretebilir. 17.4.1944