Maymuncuksun, her dileği uyarsın,
Karanlıkta karıncadan duyarsın,
Her fiilin sahibisin o Yârsın,
Hüküm senin, devran senin, gün senin.
Ehline görününğ (1), çıkanğ (2) meydana,
Katil olur, girersin sen zindana,
Sen nafaka verirsin bütün cana,
Hüküm senin, devran senin, gün senin.
Devir gelir, elvan elvan görününğ (3),
Devir gelir, arayandan bürününğ,
Mülk senindir, mâlikisin her günün,
Hüküm senin, devran senin, gün senin.
Kur’anda dedin; Mâliki yevmiddîn,
Senden başka sahibi yok, hep sensin,
Görenlere kıymeti yoktur dinin…
Hüküm senin, devran senin, gün senin.
Aşkı verir, beni dellâl edersin,
Beni ihâta edip lâl edersin,
İnkâr edenleri Deccal edersin,
Hüküm senin, devran senin, gün senin.
Seni sevenlere ilham verirsin,
İlham gelmezden evvel gam verirsin,
Gafillere han u hamam verirsin,
İncil, Tevrat, Zebûr ve Kur’an senin,
Dilediğin kula kuvvet verirsin,
Belâ verir, tekrar himmet verirsin,
Yönünü dönene illet verirsin,
Kemik senin, ilik senin, can senin.
Senin âşıkına görür göz verinğ (4)
Kelâmını (5) söylemeğe söz verinğ,
Kimine yaz, kimisine güz verinğ,
Cemal senin, celâl ve seyran senin.
Sevip muhabbet kapısı açarsın,
Sevmediğin gözlerinden kaçarsın
Hazinen var, türlü nimet saçarsın
(Emre)nin dedikleri her an senin.
(Emre) doğru söyler, ederler hiddet
Kendisi lâl iken sen verdin kudret.
Sen vârısın (6), (Emre) vârı muvakkat
Mal senindir, mülk senin, vatan senin.
Bilmez iken bu haller oldu kısmet,
(Emre) âşık olunca çözüldü sed,
(Emre)! beden birgün olacak cesed,
Can senin, can içinde Cânân senin.
(1) Görünürsün.
(2) Çıkarsın.
(3) Görünürsün.
(4) Verirsin.
(5) Senin kelâmını.
(6) Vâr = mevcudiyet. Emre’nin asıl varlığı sensin, kendi varlığı muvakkattir. 27.7.1946