Adusandan (1) geçmek lâzım,
Bu arzudan göçmek lâzım,
O yüzü seyretmek için
Ecel suyu içmek lâzım.
Ölenler, olurlar diri,
Seyrederler sen Dilberi;
(Emre), ecel âleminden,
İleri git, kalma geri.
Aşık isen git ileri,
Görmek istersen Dilberi;
Senden evvel gelenlerin,
Seyret, var mıdır eseri?..
Birçokları olmuş “Dede”,
İsmi vardır, kendi nerde?
Hakka doğru gider iken
Arzuları olmuş perde.
Kimi demiş: cennet, huri,
Ziynet etmişler kabiri;
O Dostun yüzü görünmez,
Burda almalı haberi.
Seyretmeli sevdiğini,
Muhammedin övdüğünü,
Hakikat Dilberi sever,
Hitama erdiren dini. (2)
Bu yol kan ile boyanmış,
Ayak basanlar uyanmış;
İlerisi ateştendir,
Nice ayaklar dayanmış…
Orda can etmeli fedâ,
Öyle kabul eder Hudâ;
Yedi denizin ortası,
Âşıkın bulduğu ada.
Görünürse solar beniz,
Adanın her yanı deniz;
Hamdü senâ olsun Dosta,
Hızır ile ulaştık biz.
Vardık, hiç kalmadı hacet,
Birçokları sanır cennet;
(Emre) eş ile, dost ile,
O Dilbere ulaş, seyret.
(1) Ad ve san.
(2) Din yolunu hitama erdireni sever. 4.3.1947