Kimisinin her halini ah eder,
Kimisinin de riyayı essah (1) eder,
Kimisini sıkıntıya düşürür,
Kimseler etmez onu, Allah eder.

Kimisinin gözlerini yaş eder,
Kimisini her varlığa baş eder,
Kimisinin yediğini eder bal,
Kimisine zehirlenmiş aş eder.

Kimisinin her günü cennet olur.
Kimisinin her vakti mihnet olur.
Kimisine sırrı âşikâr eder,
Kimisinin her halleri sed olur.

Birçoğunu yok eder birer birer,
Kimisinin gönlünü bulur, girer
Kimisini her dillerden karalar,
Kimisini âşık eder de över.

Kiminin ayağını dolaştırır,
Kimini kendi iline aştırır,
Kimisinin gözünde kurar mekân,
Kimisine hiç görünmez, şaştırır.

Kimisini garkeder vahdetine,
Kimisini gark eder himmetine,
Kimisinin gözüne perde çeker,
Kimisini asılsız cennetine.

Bir olur da Şeytan ile yarışır,
Lânet ettim der de döner, barışır;
Fakir (Emre) kendini yok edince,
Damarında gezen kana karışır.

Kimisine durmaz, kıldırır namaz,
Kimisinden gizlenir de, bulamaz,
Kimisini (Kürsü) eder, oturur,
Kimisine işaret eyler: Hicaz!

Kimisinin dönüp yüzüne bakmaz,
Kimisini gözönünden bırakmaz,
Kimisinden arar iken gizlenir,
Kimisinin gönlünde durur, çıkmaz.

(Emre) bildi: Odur eyleyip eden,
Onun için kendisine demez: ben!
Ne ederse, eyliyenden ayrılmaz,
(Kürsü) oldu gezdirdiği bu beden.


(1) Essah = Essah, sahih, sahi, hakikat. 19.2.1948