Binbir türlü bu âlem,
Bir araya olmuş cem;
Esrarını yazamaz,
Her ağaç olsa kalem.

Bu göz ile bakılmaz,
İçinden hiç çıkılmaz;
Yarab! meydana çıksan,
Birinden eser kalmaz.

Yüzün görünür anca (1),
Seyredilir doyunca;
O sallanan perçemin
Âşıka takar kanca.

Kendi kendine çeker,
Teslim olursak eğer;
Bitmez ne kadar dense,
Bu hâli, bilen över.

Muhabbet etse zuhur,
Gören, taş gibi durur;
O satırsız yazıyı,
Aşkına düşen okur.

Okuyan, geçer candan,
Yazı, yazılmış kandan;
Kâğıdı bütün âlem,
Yazısı olmuş: Rahman.

Siper eylemiş beden,
Görür canı terkeden;
O yazı okunursa,
Kalmaz ne sen, ne de ben.

Tarif eder öğrenen,
Evvelden giymiş kefen;
(Emre) görür o yüzü:
Her tarafı olmuş ben. (2)

Onun için eder ah,
O benin rengi siyah;
Gören, gamdan kurtulur,
Yüreği olur ferah.


(1) Ancak.
(2) Yüzde olan siyah ben.
19.12.948