Gördük, demeyiz; nerde?
Düşürdün bizi derde;
Sana bakmak isteriz,
Tutuyorsun sen perde.
Sen değil misin Rahîm?
Sen değil misin Selîm?
Eğer aşkın olmasa,
Târif-edemez ilim.
Anlaşılır mı lezzet?
Böyle kurulmuş âdet;
Sana yakın-olursak,
Biter âdet, ibâdet.
Bakarsın, neye dönsek;
Kabûldür bütün dilek;
Âdem yüzü var iken,
Bize ne eder melek…
Onlar bize müsahhar,
Dâima emre bakar;
Söyleyenin gözünden,
Yanar da ışık akar.
Her yüze vurur ziyâ,
Görürüz doya doya;
O hâl zuhûr-ederse,
Hâcet yok güne, aya.
Odur (Mânevî Kandil),
Tarif-eder bütün dil;
(Nokta)nın etrâfında
Durmaz döner Cebrâil.
Durmaz, getirir ilham,
Her aşkı eder tamam;
(Emre)! âşikâr-etse,
Mutlak bozulur nizam.
Zapteden: Günay Uçkaç, Orhan Batur
sa : 22:57
Fatih: 29.05.1968
Teybe kaydedilmiştir.