Dünyâda sevdiğim, bütün el oldu,
Tozlara karıştı, esti, yel oldu;
Senin için Canım! gözümün yaşı,
Beynimden çağladı, aktı, sel oldu.

Yârenler sorsalar, ben anlatamam,
Eğer bildirirsem, bozulur nizam;
Gözümden ayrılsa, şeklin, şimâlin, (1)
Gelir de tepeler, belâ ile gam.

Bütün (kâfir) derler, severim diye,
Her dâim dilimde, överim diye;
Sana perde olan zâlim nefsimi,
Aşkın değneğiyle, döverim diye.

Aklıma gelince, kalmaz karârım,
Altı köşelerden, Seni ararım;
Her baktığım yerden, ettirinğ hücum (2)
Kime dokunuyor, benim zararım?

Parça parça etsen, değilim pişman,
Yönümü dönemem, boyasalar kan;
Senden ayıramam, ben gözlerimi,
İki dünyâ ehli, olsa da düşman.

(Kaalû belâ) vaktı, eyledin vedâ’ ,
Yüzüme bakıp ta, edince edâ;
Elimde kalmadı, hiç iktidârım,
Ağzımdan çıkıyor, görünce, sadâ.

Dilimi, gönlümü, sen aldın teslim,
Beni söyletirsin, “ol” derler “sâlim” ;
Anlatmak isterim, eş ile dosta,
Akıllar yetmiyor, hem dahî ilim.

Anlamıyan, der ki: (Bu, gaayet münkir;
Yüzüne sürülmüş, isyanlardan kir);
Ağzımı kapasam, kalbim ediyor
Mânâ sözleriyle, her dâim zikir.

Zaptedemez oldum; bâzı taşıyor,
Yüzüme bakana, nûr bulaşıyor;
Aşkına değince, (Emre)nin canı,
Benliğin dağını, varıp aşıyor.

Zapteden: Fuzûle Emre
15.12.954 Saat:8.00 – 8.25


(1) Şeklin, şemâilin.
(2) Ettirinğ = Ettirirsin.