Nice güneş, nice aylar göz ağımda gizlidir…

Bütün belâların, banadır yönü,
Yok olunca düştüm, umman mıdır bu?

Nice güneş, nice aylar göz ağımda gizlidir…
Büyük, küçük hep yıldızlar dimağımda gizlidir;
Bunlar daim mihverinde döner durur emrimle,
Hep kuvveti benden alır, parmağımda gizlidir!

Bunlar benim bedenimde, her biri bir zerredir,
Kimi nurdur, kimi toprak, daim dönen küredir;
Her ne kadar dönerlerse, yönleri hep (Bir)edir,
Âdemedir secdeleri: toprağımda gizlidir.

Varlıkların bütün canı, ayrı değil, bir candır,
Bir göz ile seyredene, O her daim üryandır,
Âşık olup daim bakan, kendi olur, hayrandır,
Benim gönlüm mekânıdır, gel! bağımda gizlidir.

Nefesimdir diri tutan, hep bürüyen: bedenim,
Ben muhitim her âlemi, gelip geri gidenim!
Fâil benim, Muhtar benim, yok ile var edenim! (1)
Emreyleyen Mevlâ, benim dudağımda gizlidir!

İşaretle o İblis’e gösterdiğim ağacım!
Bilmek için derde düşen dertlilere ilâcım!
Yakasını kurtarıp da, Şah olana bir tâcım!
İhraç olup sürülene: dağda biten yaprağım.

Hemi tamu, hemi uçmak, hem de Havvâ, Âdemim!
Nûh olanı halâs eder, tûfânımda var gemim,
Cibril ile göğe çıkan Ahmed ile hemdemim,
Yedi sene hıfzeyliyen (Hırâ) denen bir dağım.

Âşık benim, Mâşuk benim, ara yerde nâr benim!
Fir’avnım var, Mûsâ benim, dağ denilen Tûr benim!
Bir ağaçtan, ateş olup balk balk eden nur benim!
Gören benim, görünenim, yoktur benim ortağım.

Mülk benimdir, can benimdir, ben benimdir, ben benim!
Hayvan benim, nebat benim, diri tutan ten benim!
Yok olup da vâr olana Vâhid olan sen benim!
Su olup da derelerden berrak akan, ben, ağım.

Ben âcizim, hem toprağım, ilân ettin sen Mevlâ!
Duramadım, bedenimi eyleyince istilâ;
Lâyık mıdır haber vermek (Emre) gibi bir kula?
Bu dilimi sen söylettin, neyleyim, ben ahmağım.

Zapteden: Rûşen Mirici
Saat:9.30


(1) Yok etmek sûretiyle var ederim. 19.3.1952