Nerelere gitti, benim irâdem?

Seni görür gözlerim,
Ne nasîb-eyledi, bu sene Mevlâ:

Nerelere gitti, benim irâdem?
Seni seveliden, kalmadı elem;
Söylesem derdimi, yazamaz kalem,
Beni âlemlere, taşa tutturdun.

Acep seni öğmek, günah mı olur?
Ateşe düşenin, dili mi durur?
Aklı gaaib-olan, tutar mı huzûr?
Beni âlemlere, taşa tutturdun.

Dilimi söyleten, sensin ey Dilber!
Dönüp: (verme) dersin, (kimseye haber);
Diyen, duyan ile, sensin berâber;
Beni âlemlere, taşa tutturdun.

Onların dilinden, taş atan sensin,
Hem de kalblerinde, hep yatan sensin,
Ağı ile balı, hem katan sensin,
Beni âlemlere, taşa tutturdun.

Ağzımın içine, koyanım, sensin,
İki kulağımdan, duyanım, sensin,
Çeşitli renklere, uyanım, sensin,
Beni âlemlere, taşa tutturdun.

Âşık olduğum mu, bilmem ki, suçum?
Konuya komşuya, ettirdin hücum;
Benim kimselere, yeter mi gücüm?
Beni âlemlere, taşa tutturdun.

Bütün irâdemi, aldın elimden,
Sırlar söyletirsin, benim dilimden;
Öldürsen geçemem, bu emelimden;
Beni âlemlere, taşa tutturdun.

İstersen, yok eder, bu benim âhım,
Söyletenim sensin, yoktur günâhım;
………………………………………………….
Beni âlemlere, taşa tutturdun.

Zapteden: Neş’e Kayalıyük
Namrun, Saat:19.30

Not: Sütçü kapıyı çalınca, doğuş yarım kalmıştır.


22.9.1957