Yine oldun, gönül! sen yola revân,

Ateşe düşmeden, bana görünmez,
Sen yarattın bütün canı,

Yine oldun, gönül! sen yola revân,
Sakın aldatmasın, bu fânî cihan;
Nereye gidersen, karşına çıkar,
Senin o sevdiğin, çok şükür, Rahman.

Aşka bürünürsen, duruyor karşı,
Ona fedâ ettin, ezelden başı;
Görünce, dokuyor, bütün damarın,
Nûr-u İlâhîden, canlı kumaşı.

Sana lâyık olsun, biçtir de giyin,
İşâret eyledi, ezelî derdin;
Rumuzla göstermiş, her görenlere,
Ölüp de gitmeyen Muhammed Emîn.

Biz idrâk eyledik, yanımızdadır;
Fedâ ettiğimiz canımızdadır;
Kimisine demiş: bin yıllık yoldur,
Damarda dolanan kanımızdadır.

Gözü ona versek, gözümüzdedir,
Yanıp da tütersek, özümüzdedir;
Cebrâil Emînle, berâber olduk,
Ağzımızdan çıkan sözümüzdedir.

Onuniçin çıkar, bu kalbden sadâ,
Aldı, kabûl etti, bizleri Hudâ;
Bâzı, gelir, bizi, ihâta eder,
Bâzı karşı durup, ediyor edâ.

Bâzı, deli edip, ediyor Mecnûn,
Bâzı, cana girip, oynuyor oyun;
(Emre) kendisine, varlık veremez,
Ona âşıklara, eğiyor boyun.

Zapteden: Fevziye Kutlular.
Saat:10.30

Not: Bu doğuş, Ankara-İstanbul yolunda, otomobilde doğmuştur.


21.11.1955