Uyan, gözlerim uyan,
Seni yutmasın yılan;
Yutulmaktan emin ol,
Bekler Hazreti Rahman.
Ulaş da sen, al ihsan,
Fakat ayık da uslan;
Gözlerini açarsan,
Yüzüne bakar her an.
Alır seni kucaklar,
Cezbesi gelir, sarar,
Cezbeden yol bulursan,
(Gönül) de edenğ (1) karar.
Senden de ayrı değil
İlham veren Cebrail:
Kelâmı ifraz eden,
İnsan ağzındaki dil.
Ağzın, dilin tercüman,
Oradan olur ayan;
Gelirken ateş olur,
Eğer sadıksan dayan.
Yokluğa (2) et iftihar,
Hâl gelir, seni sarar;
(Emre) bir ayna bulmuş
Daima ona bakar.
Nasibetmiş Yaradan,
Durmaz, alıyor her an;
Vâdeyledi evvelden,
Görürken durur divan.
(1) Edersin.
(2) Yoklukla et ittihar. 9.11.945