Söylenir adı, sanı,

Hacet var mı huzûra…
Gökten inen dört kitap,

Söylenir adı, sanı,
Âdemdedir nişânı;
Âşıkların irfanı
Senden gelir Allahım.

Benim aklımı aldın,
Ben yok oldum, sen kaldın,
Benimle zevka daldın,
Budur benim felâhım.

Benden ayrı değildin,
Sen benden seni bildin,
Arzularımı sildin,
Kesildi benim âhım.

Aşkın gönlümden gitmez,
Yakar beni, tüketmez
Aşkın başımdan bitmez,
Onun için ferahım.

Su eyleyip içseler,
Yol eyleyip geçseler,
Cercis gibi biçseler, (1)
Sana doğrudur râhım. (2)

Ben oldum sana yanık,
Her derdine dayanık,
Dünya olsa karanlık,
Gönlümden doğar mâhım.

Okudum, etmem hece,
Okuyorum gördükçe…
Her daim olsa gece,
Akşam olmaz sabahım…

Geçiyor dünya faslı,
Dünyayı seven yaslı,
Yoktur her vârın aslı,
Bildim seni Essah’ım. (3)

Akıl nasıl tanısın…
Tanıyanın kanısın,
Âlemin sultanısın,
Ben kapında meddahım.

Engin, yüksek söylerim, (4)
Dile ne gelse, derim;
Emret, yüzülsün derim,
(Emre) terk etmez, Şâhım.

28.9.942


(1) Cercis = Bir rivayete göre Zekeriya Peygamberdir, diğer bir rivayete göre ise İsâ’dan sonra gelmiş bir peygamberdir ki, kavmi tarafından yetmiş kere öldürülmüşse de yine dirilmiştir.
(2) Rahım = yolum
(3) Essah = Arapçada “en doğru” mânasına gelen “esah” kelimesinin, halk ağzındaki şekli.
(4) Engin, yüksek söylemek = lüzumlu lüzumsuz söylemek; Engin = aşağı.