Sahipsiz mi kaldın, ey medeniyet?
Taassup, yıkmaya, eyledi niyet?
Tâ ezeldenberi, böyle geçmiştir,
Âlime, câhiller, eder eziyet.
Halkeden Mevlâsı, vermiş tahammül,
Onlara söylemiş: Her dâim sen gül,
Yıkılmaz, fetholmaz, çünkü o Bâkî,
İlim ile dolu, onlarda gönül.
Kahırlarla lûtuf, onlarda birdir,
Akl-ı Külden gelen, büyük tedbirdir;
Onların halleri, dâimâ şefkat,
Câhilin arzûsu: zorla cebirdir.
Mürteci’ düşünür her vakıt fenâ,
Hücûm-etmişlerdir, adetsiz cana;
Gaddarda merhamet olmuyor, derler,
Âlimler, bürünmüş, lûtf u ihsâna.
O huzûrullahta, onlar mahcuptur,
Ne kadar bilseler, yine mağlûptur;
Tasavvuf, derler ki, Hakka götürür,
Bu sırrı bilmiyen, gör ki meczuptur.
Her yerde anılır, Dilberin adı,
Söylense, alınmaz, lezzetin tadı;
İlimler yolundan, kim ki giderse,
Yetiştiği yerden, alır murâdı.
Tâ ezeldenberi, böyledir âdet,
Kimisine lûtuf, kimine himmet;
Mevlâyı bilenler, bütün kuluna,
Gördükleri yerde, eder muhabbet.
Yetmişiki millet, onlara birdir,
Gözleri açığa, dâim Zâhirdir;
Bu (Emre)nin sözü, câhile acı,
Medenî insana, bir penzehirdir.
Teype alınmıştır.
Saat:13.30
3.11.1959