Puslara belendi, Namrun’un dağı,

Ninni deyim kuzum, güzelce uyu,
Neden meyyâl oldun, fânî cihâna?

Puslara belendi, Namrun’un dağı,
Buluta benziyor, altı bucağı;
İçimin ateşi, yanıp da sönmez,
Durmadan akarsa, Seyhan ırmağı.

Anca rahat eder, Yârin bakışı; (1)
Hilâle benzeyen, o kara kaşı;
Nice dünyâlara, saçıyor zıyâ,
Bakın, bu yaylanın, toprağı, taşı.

Şimdi bu dünyâya, olmuştur mihver,
Aylarla güneşler, yanında döner;
Her tarafı tutmuş, şavkı, (Cemâl)in;
Benim harâretim, gördükçe söner.

Konuştuğun, olur, sefâya tebdîl,
Gamınla hicrânın, hem dahî zâil;
Yüzünü dönerse, öğdüğü Dilber,
Yanıp da kül olur, bütün, (İsmâil).

Zapteden: Şerife Uçkan.
Saat:7.30


(1) Beni, ancak Sevgilinin bakışı rahat ettirir. 4.8.1959