Ninni deyim yavrum, güzelce uyu,

Yârab! bu ne aşkdır, bu nasıl sevdâ…
Sen karayım diye, yerinme kahve! (1)

Ninni deyim yavrum, güzelce uyu,
İlimle vereyim, sen iç bu suyu;
Hazreti Yûsufu siper eyleyen:
Bedenden yapılmış, mânâlı kuyu.

Rastgeldi gözüne, görünce, kervan,
Gelmiş geçmiş değil, hazırdır her ân;
Aşka tutulup da, seyreden kulu,
Yüzüne bakarak duruyor dîvan.

Yakıp da kavurdu, akıtınca kan,
(Mısır)ın yoluna, olunca revân,
Kanlı gömleğinden alınca koku,
Gözler görmeyince, olmuştur irfan.

Çok şükür, görüyor benim gözlerim,
Ona mahkûm oldu, söyler sözlerim;
İçimden, dışımdan, durmaz söylenir,
Eğer görmez isem, tekrar özlerim.

Arkadan giderim ben koşa koşa,
Aşk, beni bağladı göz ile kaşa;
(Bir kerre yüzünü göreyim) dedim,
Kalbimi boyadın, kan ile yaşa,

Neyleyim, bağladın hasret ipine,
Ateşinle piştim, ben döne döne;
Durmadan yanıyor; geçtiği yoktur,
Ben aşka tutuldum, o nasıl söne?

Yolumu kesmiştir, bu dîn ü îman,
Halbuki ben oldum yüzüne hayran;
Bu (Emre) görünce, bin kerre etti
Cenneti, hûriyi yoluna kurban.

Zapteden: Ekrem Özhatay
Gaziantep – Saat:14.35


1.9.1956