Kulların âcizdir, her kuvvet senin,

Gözleriyin aksi, düştü her göze,
Acep bu dünyada, kim rahat bulmuş?..

Kulların âcizdir, her kuvvet senin,
Yönünü dönene, her himmet senin,
Saltanat senindir, her devlet senin;
Sana yaklaşıp da, seyretmek hüner…

Her zerreden varır, sana yürüyen,
Yaklaşınca, kalmaz, ne sen, ne de ben;
Seni göstermiyen: kurduğun beden;
Sana yaklaşıp da, seyretmek hüner.

Sana giden yolun, ateşten geçer,
Niyet eyliyenler, “zehr-i gam” içer,
Görenin başına, gök kubbe göçer;
Sana yaklaşıp da, seyretmek hüner.

Sana yaklaşana, âlem bed bakar;
Aşkın olmayınca, yürüyen korkar;
Canından geçenler, yüzüne bakar;
Sana yaklaşıp da, seyretmek hüner.

Seni görenlerin, yanar göz ağı,
Korkusundan titrer, iki dudağı,
Ateştir yolların, yanar ayağı;
Sana yaklaşıp da, seyretmek hüner.

Bir ismin (Cemîl)dir, bir ismin (Hüdâ),
(Celâl) perdesinden, sen edenğ eda; (1)
Yaklaştı, ne ettin, sen o Mahmud’a… (2)
Sana yaklaşıp da, seyretmek hüner.

İbrahim Halil’e, ne ettin evvel…
Ateşin içinden, ona dedin: gel!
Senin âşıkların, can verir bedel;
Sana yaklaşıp da, seyretmek hüner.

Niyet edenleri, taşlar bütün dil;
Ne eylesin seni, gösteren delil…
(Emre)ye neyledin, bilmiyor, Celîl!
Sana yaklaşıp da, seyretmek hüner.

Zapteden: Vasfiye Değirmenci
Saat:17.25


(1) Edenğ = Edersin.
(2) Sana yaklaşınca Muhammede ne cefalar çektirdin… 10.10.1951