Kimine verirsin, derd ile mihnet,

Bu yıl bizi attı Felek, körhâneden körhâneye;
Bizim bu hâlimiz nedir?

Kimine verirsin, derd ile mihnet,
Dönüp de verirsin, tükenmez devlet;
Senin elindedir kudretle kuvvet,
Bizlere lâzımdır, aşkın ceryânı.

Bir zaman gelir de, hepisi biter,
Hiç kalmaz, tükenir, yanar da tüter;
Aklı erenlere, sâde aşk yeter,
Biz taleb-ederiz ölmedik canı.

Kimine verirsin, istediğini,
Onlar mağrur olur, severler kîni;
Bilen, dâim ister; senden, izini,
Sana fedâ eder, kıymetli canı.

İbretle bakar ki: her şey emânet,
İster devlet olsun, isterse izzet;
Dünyâya âhire eylemez minnet,
Aşk elinde olan, bilir, mekânı.

Onların ikrârı, kâalûbelîdir,
Anadan doğarken, büyük velîdir;
Arzû ettikleri, hep ezelîdir.
Menbâdan alırlar, bitmez irfânı.

Nâsıl halkeyledin, sen, türlü türlü,
Kimisi dolanır, sanki bir ölü;
Yaradanı sensin, çeşitli gönlü;
Göz ile görenler, eder îmânı.

Durmaz dönderirsin bütün feleği,
Kalblerin içinde, nice meleği…
Sen kabûl edersin, bâzı dileği,
Bir nokta edersin cümle cihânı.

Bâzı kulun vardır, elinde tutar,
İster ise, tekrar, geriye atar;
Seni düşünürken, bir pula satar,
Öyle gaalip iken, bozmaz erkânı.

Onlar sana eder, durmadan nazı,
Damardan çalarlar, dâimâ sazı;
Yanarak çıkıyor âşık avazı,
Çeşitli zikreder, (Emre), Rahmânı.

Zapteden: Neş’e Kayalıyük
Namrun,


10.9.1957