Kahveyi sen ocağa sür,

Kâh açarım güller gibi,
Bu bağda bit de yeşer,

Kahveyi sen ocağa sür,
Aşkın nefesiyle üfür;
Gönlünden bir göz açılsın,
Yüzümü seyreyle, sen gör.

Yere, göğe dolan (1), görsen
Bu ateş yanar, üfürsen;
Bu hazine senin olur,
Canından bahayı versen. (2)

Fakat gerek aşktan nefes,
Üfür, her yandan gelir ses…
Aranan gönül bülbülü
Etten, tenden bulmuş kafes.

Bürünmüş nurlardan tüle
Kafesi terk et bülbüle;
O bülbül misaldir bize,
İster gül dibinde öle.

Uyumaz, seheri gözler;
O bülbülü görse gözler…
Faryadını seyredince
Ayna olduk ona bizler.

Kim gönül gözünü açar,
O, aynaya döner, bakar.
Kirli göz ile bakanı,
O ayna ateştir, yakar.

Bakanlar olmalı temiz,
Çoğu orda çürüttü diz…
Evvel bir katra görünen,
Yıkanınca oldu deniz.

Daim görünür bizlere,
Ateşi vurur yüzlere;
Bu (Emre)yi ateş alır,
Eğer sıçrarsa bir zerre.


(1) Dolanğ = dolarsın.
(2) Bedel olarak canını verirsen, o hazine senin olur. 8.7.1945