Kabına göredir, rengi her suyun,
İçi tevhîd eder, dışından oyun;
Bir hayat vermişin, siperi: korku;
Hiç dibi görünmez, sen dersin: soyun!
Acep ne eylesin, işiten bu kul…
Durmadan söylersin, onlara: boğul!
Ölüp dirilmektir, esrârın senin,
Bu kulak duymuyor; söylersin: yok ol!
Bu ne tılısımdır, kolay çözülmez,
Esrarlı tuzaktır, orda gezilmez;
Hayat kıymetlidir, akıl: bekçisi;
Aşkını vermeden, bilip sezilmez.
Kullar ne eylesin, buna, Yaradan?
Senin katrendirler, sen diyorsun: can;
Bilenle bilmiyen, neden bir olmaz:
Hesâb etmek için, lâzımdır irfan.
Bu sırrı anlıyan, oluyor bir hâk…
Yer, gök senin ile, hem dahi eflâk;
(Emre) hayrân oldu, durmaz seyreder,
Senden ayrılamaz, edeli idrâk.
Zapteden: Vasfiye Değirmenci, Ekrem Özhatay
Saat:18.10
17.8.1953