Gözümü, gönlümü, kaptı gözlerin,

Büyü, hizmet eyle, şanlı vatana,
Coştu yüreğimde, aşkın denizi,

Gözümü, gönlümü, kaptı gözlerin,
Aklımdan çıkmıyor, aşklı sözlerin;
Hicran kuyusuna, düştüm, çıkamam,
Dünyâ görünmüyor, gaayetle derin.

O Hazreti Yûsuf, alsın ibreti,
Nerelerde kaldı, Mısır devleti…
Gözüm, bir görüyor, her yana baksam,
– Muhabbetin sardı – bütün milleti.

Hesapla kitapla, ayrılmaz oldu,
Aradığı Yâri, her yerde buldu;
Kendimi sanırdım, sâde bir katra,
Denizler, karalar, benimle doldu.

Dilimden çıkıyor, bütün sadâlar,
Yüzümü görenler, eder edâlar;
Bende dalgalanır, aşkın denizi,
Yüzmesini bilen, içine dalar.

Gözümün ışığı, Âbıhayattır,
Ölümler bilmiyen, böyle memattır;
Cennet dedikleri: irfan bahçesi,
Dıştan bakılırsa, acı, afattır.

Sırr u muammâdır, kulu neylesin…
Nisyân-ile küfür dolu, neylesin…
Ne bir izi vardır, ne bir hedefi,
Şerîat denilen yolu neylesin…

Uzaktan bakılsa, isyâna benzer,
İçine girilse, Rahmâna benzer;
Dağlarla taşları, etmiş istîlâ,
Aşk ile bakılsa, insana benzer.

Târîf edilirse, gaayetle acı;
Öyle bir derttir ki yoktur ilâcı;
(Sidre-i Müntehâ), (Hablülmetîn)dir,
Orada Muhammed, etti mîrâcı.

Anlamıyan diyor: (Mescid-i Ahfâ);
Orada duruyor, bütün urefâ;
(Emre) unutunca, canı, dünyâyı.
Gamı hazmeyledi, her hâli sefâ.

Zapteden: Fikri Emre
Saat:10.15


27.4.1958