Damlayık, (1) düştük denize,

Geceyi, gündüzü böyle geçirdik,
Dizilmişler kara kara,

Damlayık, (1) düştük denize,
Gark olduk biz yüze yüze;
Tekrar bizi taksim ettin,
Seni seyreyliyen göze.

Mekân oldu bize beden,
Yüz üstüne eyledin ben;
Yarab, seni seyreylesin
Bu âleme gelip giden.

Kimler düşer hasretine,
Sen gark eylenğ rahmetine;
Kimisi sana âşıktır,
Kimi huri, cennetine.

Onların emeği hebâ…
İster huri, hem de Tûbâ;
Âşık daim hasret çeker,
Ehli cennet çeker çaba.

Bize lâzım değil gılman,
İstemek (2) “taht-ı Süleyman”;
Yarab, senin için daim
Âşıkların çeker hicran.

Kebab olmuş yürekleri,
Kabul olsun dilekleri;
Âşık için âh ediyor
Bütün sema melekleri.

Hep öterler, sanki bülbül…
Kendi bülbül, âşıklar gül;
Bu (Emre) daim yalvarır,
Dileği olur mu kabul?


(1) Damlayız.
(2) İstemeyiz. 31.3.1947