Bu ne derttir Yârab, derman bulunmaz,

Kur’anda söyledin, sen: (Yehdiyallah),
Gönlümün içinde, yatanım sensin,

Bu ne derttir Yârab, derman bulunmaz,
Tedâvi etmeğe, zaman bulunmaz;
Göz ile görse de, çıkmaz içinden,
Teslîm-olmayınca, îman bulunmaz.

Öyle bir kitaptır, yazan bulunmaz,
Nefsin yaptığını, bozan bulunmaz;
Sevip aldanırsan, parçalar seni,
Makberi yapmağa, kazan bulunmaz.

Yalvarıp Tanrıya, melek bulunmaz,
Perîşân-olsa da, dilek bulunmaz;
Göz ile bu gönlü, eder istîlâ,
Ne kadar uğraşsan, emek bulunmaz.

Bu nasıl hastalık, şifa bulunmaz…
Tutulan kimsede, vefâ bulunmaz;
Beyin boşluğunu, târümâr eder,
Olur bir cehennem, safâ bulunmaz.

Kurtarayım dersin, kaanun bulunmaz,
Nefsin oyununa, oyun bulunmaz;
Bir zaman gelir de, eyler bir cünûn,
Onun gibi dahî, mecnun bulunmaz.

Târif-etmek için kelâm bulunmaz,
Dünyâyı göstermez, âlem bulunmaz;
Nice nur yüzleri, eylemiş kara,
Onun gibi bed, şûm elem bulunmaz.

Okutturmak için, mektep bulunmaz,
Gözünen aranan sebep, bulunmaz:
Sen kendikendine gel (Fakîr Emre)!
Kayıbeder isen, edep bulunmaz.

Zapteden: Müncibe Görgün.
Mersin, Saat:14.50


22.2.1961