Bu cisimdurur kuyu (1)

Bu bendeki “adu san”, (1)
Bu kafesi kıralım,

Bu cisimdurur kuyu (1)
Bellisizdurur huyu (1)
Gözlerinden kan akıt,
Âşık! kalbini sen yu. (2)

Göz kaniyle yumalı, (3)
Gönülden terket malı;
Eğer candan geçmezsen
Haktan umma visali.

Bu varlıktan geçmeden,
Nefsin boynun (4) biçmeden.
Dostun yüzü görülmez
Aşk şerbeti içmeden.

Öldürür aşk şerbeti,
Hem de bütün illeti;
Dosta âşık olanlar
Kalbe koymaz cenneti.

Âşık! cenneti bırak,
Şimdi bizlere ırak; (5)
Dost sana senden yakın,
Gözünü aç, ona bak.

Âşık! gözlerini aç,
İstediğin dolambaç…
Sen Dosta âşık isen,
İki cihandan da kaç.

Âşıklar aşka muhtaç,
Derdine aşktır ilâç;
Kendini öldürürsen
Gönlünde durur o Hac. (6)

Görenler olur hacı,
Fakat görmek çok acı…
Mansur can terkedince
Muhammed verdi tacı.

(Emre), bunları anla,
Haraboldu bu kale; (7)
Sen canı Dosta götür,
Bu varlık burda kala.


(1) Bellisizdurur = belirsizdir.”Durur” fiili, eskiden “haber edatı” dediğimiz “dır”ın en eski şeklidir. Kuyu denen şey, işte bu cisim ve vücuttur.
(2) Yu = yıka!
(3) Yumalı = yıkamalı
(4) Boynunu.
(5) Irak = uzak.
(6) “Hac” kelimesi, burada “Kâbe” mânâsın kullanılmıştır.