Bir aşka düştüm ki, dipsiz bucaksız,

Dâimâ metheder, bu dilim seni,
Seni seveliden, tatlandı âhım,

Bir aşka düştüm ki, dipsiz bucaksız,
Beni kebâb-eder, kanar, ocaksız;
Sallanır perçemi, değer kalbime.
Nur gibi fışkırır, hem de saçaksız.

Gözüne bakınca, öldürür beni,
Dışımdan ağlatır, güldürür beni;
Bu nasıl cemâldir, durur âşikâr…
Çoklarından gizler, bildirir beni.

Zıyâsı doludur, yerle âsüman,
Onun ile canlı, hayvan ve insan;
Görenin kalbine, yazıp da koyar.
Ebed silinmedik, bozulmaz ferman.

(İkra’ bi-ismike) denilmiş, (Rabbî),
Tahsîl-eden, olur, dilsiz bir sabî;
(Alleme-l-esmâ)dır, edilmez tefsîr,
Beşer okuyamaz, yoktur mektebi.

Tefekkür-edenler, oluyor insan,
Sâf-âdem olup da, alıyor ihsan;
Kalemler yazamaz, akıllar ermez,
Gözler konuşuyor, yetişmez lisân.

(Emre) bir noktadır, olur mu taksîm,
Dokanır dokanmaz, kaybolur resim;
Kayıtla kuyûdât, adım atamaz,
Yoktur orda erkân, hem de merâsim.

Zapteden: Müncibe Görgün.
Saat:10.00


26.5.1962