Bilmem bize ne oldu,

Yanmayınca erilmez,
Benim gözlerden gören,

Bilmem bize ne oldu,
Gönül cihana doldu;
Canı gaip edenler
Yerine cevher buldu.

Bırakır, yine gider,
Ne ederse o eder;
Düştük gurbet eline,
Yine çağırır Dilber.

Ayrılmaz sevdiğinden;
Bilir, ileri giden…
(Emre)yi seyredince
Aklı gaibettim ben.

Böyle olur, bil, başı,
Sevgiden vurduk aşı;
Kimseye nasip değil,
Bizlerin yüzük kaşı.

Buna denilir “hâtem”,
Seyredemez her âdem;
Ezelden gelen hüküm,
Bizlerde buldu hitam.

Herkesler buna muhtaç…
Yanarız, yüzünü aç!
Yüzüne perde olmuş
Başındaki biten saç.

Senin ile beraber,
Yüzünü (1) etmiş siper;
Bizlere ateş verdin…
Biraz acı ey Dilber!

Haberin yok mu? ulaş! (2)
Kebap oluyor bu baş…
(Emre)yi meftun ettin,
Görününce, sen Nakkaş! (3)


(1) Senin yüzünü.
(2) Ulaş! = yetiş!
(3) Nakkaş = ressam, nakış yapan; yani Allah.