Ben seni sevince, düşürdün dile,
Gözüne âşığım, değildir ele;
Muhabbetim sana, gayriye değil,
Seni seven bakmaz, güle, bülbüle.
Sen beni eyledin, ebedî diri,
Kalblerden verirsin, bana haberi;
Dâvete, gönderdin, bizi bekliyor,
Her gözler görmüyor, o Peygamberi.
Beni ayna ettin, senin yüzüne,
Gelip de sen baktın, yakarak yine;
Seni ben eyledin, beni dahî sen,
Elvedâ’ eyledim, mezhebe, dîne.
Gören gözler, oldu, benim mekânım,
Cümlesine yeter, şükür, imkânım;
(Kün!) emri çıkmıştır, tekrar ağzımdan,
Lâyıktır, bozulmaz, budur erkânım.
Gören, tâbi’ olur, böyledir kaanun,
İtâat eyleyen, oluyor meftun;
Cem’ olmuştur bende, bütün güzellik,
Seyreden, olmuştur, Leylâ’ya Mecnûn.
Yine ben deldirdim, Ferhad’a dağı,
Benimle doludur, cennetler bağı;
Bu (Arş) ile (Kürsü), seninle dolu,
Sana saray oldu, (Emre) dimâğı.
Bildim süren sensin, orda saltanat,
Her tarafta gezer, (burak denen at;)
(Emre) ayıkınca, etse âşikâr,
Bilirim ki kopar, dünyâya afat.
Onun için, oldu, kapında köle,
Emrini tutuyor, o güle güle;
Uyanıp da bakar, al yanağına,
Renkleri dağıtır, açılan güle.
Zapteden: Müncibe Görgün.
Saat:14.00
5.4.1962