Ben Dost’un bağı gülüyüm,

Yârden ayrılınca ağlıyorum ben,
Besmele ile aldım kalemi elime,

Ben Dost’un bağı gülüyüm,
Etrafının sümbülüyüm,
Tur şehrinin sarayında,
Feryat eden bülbülüyüm.

Cânânın kaşları kara,
Ciğerime açtı yara..
Cânımı kurban vereyim,
Cânânım canını vere..

Turûsînâ nur parlıyor,
Sarayda sultan arıyor..
Dostum cemâl-i şem’ine;
İki gözüm kan ağlıyor.

Âşık maşûkla bir oldu,
Bütün kâinata doldu,
Sızlıyan yaralarım,
Ben görünce şifa buldu.

Gönül aynasını açtı,
Hicaplar aradan kaçtı,
Cebrail kevser ırmağın,
Hazinelerini aştı.

Benlik perdesini yırttım,
Ankayı gördüm de tuttum,
Birliği ikrar eyledim,
Devlerin boynunu vurdum.

Cânân harabede gezer,
Âşıklara mezar kazar,
Ben değilim bu söyliyen,
Cân Emre elimden yazar.

Saçlarında var sümbüller,
Yanağında açar güller,
Varlığı yok eyleyince,
Dilimden Cân Emre söyler.

Bulutları parlar nurdan,
Miskler saçılıyor tur’dan,
Ben değilim söz söyliyen,
Emre daim söyler burdan.

İki olmaz âşık olan,
Vahîd olur hakkı bulan,
Nurdan taç giyer başına,
Gönlüne bilgiler dolan.

O bilgiye nihayet yok,
Cân veren âşıkların çok,
Şehit olmak istiyenler,
Yemez, içmez, gezmezler tok.

Merdan olan hiç uyumaz,
Devlerin sözünü duymaz,
Pehlivan olur âşıklar,
Nefsinin sözüne uymaz.

Yandım, Cânân, Emre yandım!
Bugün gafletten uyandım,
Cânân cemâlin görünce,
Ben âtî-ye nûr-a bandım.

Söyleyen ben değilim,
Ben de o cânı bilem,
O Dostu sevenlere,
Ben secdeye eğilem..

Bizi söyletir neden,
Alettir Dost’a beden,
Ben gölge gölgesiyem..
Oldur eyleyip eden.

Benden söyleyen O’dur.
O’nun himmeti boldur,
Karşınızda söyleyen,
Daim o Dost’a kuldur.

Âşıkı bîçareyim,
İki yüzü kareyim,
Cânân aşkını versin,
Sizler ile arayım.

Devleti versin size,
Şulesi gelsin yüze,
Gözlerimiz açılsın,
Biz de gidek o ize..

Yeter çaldığın yeter,
Yanandan duman tüter,
Gönüle bülbül geldi,
Âşıklarına öter.

Gözünden akıt kanı,
Yok ol da yârı tanı,
Emre sen cahil olma,
Bir gün gelir zamanı.