Ballar doldurulmuş petek misin sen?
Gönüllerde biten çiçek misin sen?
Bu senin vücûdun, saklar Dilberi,
Nurlardan dokunmuş ipek misin sen?
Bu seyreden gözün, Arş ile âlâ,
Etrâfında döner, Mecnunla Leylâ;
Yere göğe sığmaz, bir gönüldedir,
Binbir isim saklar, şefkatli Mevlâ.
Bilirim ârîsin, iki cihandan,
Hiç ayrı değilsin, bebek! Rahmandan;
Seni bilmek için, kurtulmak lâzım
Zâlim şüphelerden, zandan, gümandan.
Nasıl idrâk-etsin, nefsine uyan?
Yaratan sözünü, aksine duyan?
Kalb gözü kapalı, seni göremez,
Sâdıklara oldun, her yerde ayân.
Bilmez, inkâr eder, bu zâlim beşer,
Kendi kuyu eşer, içine düşer;
Âşık, senin ile berâber olur,
Haşir, Neşir ile, olmadan Mahşer.
Acep ölçülür mü, kıymatın senin…
Seven ile birdir, hayâtın senin;
Ne kadar gizlidir, sırr-ı ilâhî…
Anlamıyanlara, memâtın senin.
Her yana bakarsak, sensin görüken,
Nasıl seyrân-etsin, gözü kör iken?
Olan tecellîler, tamam kemâldir;
Eğer bir gül açsa, bürüyor diken.
Kime ne diyelim, sendendir oyun;
Ne kadar uğraşsa, bozulmaz kaanun;
(Emre), her âlemde, ayrılmaz senden,
Can fedâ edince, olmuştur meftun,
Zapteden: Müncibe Görgün, Rûşen Mirici.
Namrun, Saat:21.15
Not: Bu doğuş, Emre’nin küçük torunu sevgi oynarken doğmuştur.
1.8.1960