Attığım adımlar, geride kaldı,

Tekâmül eyleyince yaş,
Durmadan yağıyor, gamın yağmuru,

Attığım adımlar, geride kaldı,
Arzu ile emel, bütün hayaldı;
Çok şükür, bu gönül, (Yâr)i bilince,
Bir dahi ayrılmaz, zevkine daldı. (1)

Hiç tekrar gam tutmaz, olmuştur ferah,
Eski hallerinden, bulunca felâh;
(Dost)unu bulmıyan, olur mu iflâh…
Yüzünü topraktan, yukarı kaldır.

Bu hayat yoluna, yürünmez tekrar.
Seni halkeyliyen, eylemiş karar;
Bu hâli bilene, yürümek yarar,
Yüzünü topraktan, yukarı kaldır.

Sevgilini seyret, zevkine (2) daldır,
Kimseler anlamaz, böyle bir haldır…
Nefse mahkûm olma, sakın, deccaldır;
Yüzünü topraktan, yukarı kaldır.

Âgâh olanlara, hâl âşikâre…
Onlar canlarını, satmışlar (Yâr)e,
Gözü, gönülleri, dikik (Dîdâr)e;
Yüzünü topraktan, yukarı kaldır.

Onların kalbleri, nur ile dolmuş,
Gönülleri vîran: defîne olmuş,
O zıya altında, renkleri solmuş…
Yüzünü topraktan, yukarı kaldır.

Onlar bu dünyaya, vermezler kıymat:
Mekânları, olmuş, ebedî hayat;
Onları bilmiyen, olmuş, der, murtad; (3)
Yüzünü topraktan, yukarı kaldır.

Gönülleri çıkmış, (Arşı Âlâ)ya,
Başları değiyor, dâim bâlâya,
Ayakları basmış, alçak dünyaya;
Yüzünü topraktan, yukarı kaldır.

Dünya, âhirete, olmazlar mahkûm,
Hep diri olmuşlar, bilmezler ölüm,
Kur’anın esrârı, olmuştur mâlûm:
Yüzünü topraktan, yukarı kaldır.

Ayrılıp gelmezler, (Dost)un elinden,
Alıp da içerler, onun elinden;
Bu (Emre) söyledi, (Ankaa) dilinden:
Yüzünü topraktan, yukarı kaldır.

Zapteden: Fuzûle Emre
Saat:7.30


(1) Emre, birinci dörtlükten sonra âlemi farka geldiği için, birinci ile müteâkip dörtlükler arasında kafiye tertibi bakımından fark vardır.
(2) Senin zevkine.
(3) Murtad = Mürted. 25.6.1952